Hayatı kendine borçlu gören insanlara hiç dikkat ettiniz mi? Sanki bu dünyadan alacakları varmış gibi her şeyle kavga halinde olurlar. Hayatın hiç adil olmadığını, kendilerine haksızlık yapıldığını ve başlarına her gelenin büyük şanssızlık olduğunu söyleyerek yakınırlar. Her öfke patlamasında, her şikayette ve gerçeklerden her kaçışlarında biraz daha derin bir bataklığa saplanırlar. Bu tür insanlara yakından bakarsanız, aslında bu savaşın yalnızca kendilerini yıprattığını görebilirsiniz. Peki, siz bu savaşın yıprattıklarından mısınız yoksa “Hayatımı nasıl değiştirebilirim?” diye kendinize soruyor musunuz?
Beden elbet büyür ve insan bir gün yetişkinlik hırkasını sırtına giyer fakat bu hırkayı mecburi nedenlerle her giyen kişi özünü yetişkinliğe kolay kolay evriltemez. Zira ne yetişkin olmanın bir kılavuzu vardır ne de hayatla sağlıklı ilişkiler kurmanın bir okulu. Sorumluluk almak, dış görünüşle veya yaşla gelen bir durum değildir. Bireyin kendi iç dünyasında derin bir kabul gerektirir. Gerçek bir yetişkin, hayatın ona hiçbir şey borçlu olmadığını bilir ve kendi hayatında kontrol alanı içinde yapabileceği değişimler için adım atmaktan korkmaz çünkü böyle bir korku hayatın gerçekleri karşısında yersizdir. Çoğu zaman asıl mesele, bu "borç" hissiyle değil, kendi hayatının sorumluluğunu almaya karşı duyulan derin korkuyla ilgilidir. Çünkü yetişkin olmak sorumluluk almak ve kimseyi suçlamadan kendi hayatına elinden geldiğince sahip çıkmak demektir. Bu cesareti gösterdiğinizde, hayatınızın dümeni sizin elinize geçer ve artık ne öfkeler ne de şikayetler size bataklık olur. O an, gerçekten büyüdüğünüz, kendinize ait bir hayat kurmak için ilk adımı attığınız andır.
Yetişkin olmak sorumluluk almak ve kimseyi suçlamadan kendi hayatına elinden geldiğince sahip çıkmak demektir.
Hayatımızın bazı dönemlerinde hepimizin böyle anları olur; üzerimizde hiçbir kontrolümüz yokmuş gibi hissettiğimiz, kaderimizin başkalarının ellerindeymiş gibi göründüğü anlar... Ancak, kurban rolünden çıkmak ve hayatımızı yeniden inşa etmek, yalnızca bizim elimizdedir. Hayatınızın başrolünü almaya hazır mısınız? Bu yazıda, kendi yaşamınızı kontrol etmenin yollarını ve gücünüzü yeniden kazanmak için kullanabileceğiniz etkili stratejileri bulacaksınız.
Hayatınızı Ne Kadar Sahipleniyorsunuz?*
Aşağıdaki sorulara içtenlikle “Evet” veya “Hayır” cevabını vererek, hayatınızda ne kadar kontrol sahibi olduğunuzu ve hayatınıza dair sorumluluğu ne derece aldığınızı değerlendirebilirsiniz.
Hayatınızda yaşadığıızn olayların çoğunda, sorumluluğun sizde olduğuna inanıyor musunuz?
Zor bir durumla karşılaştığınızda çözüm odaklı düşünüyor musunuz?
Olumsuz bir sonuçla karşılaştığınızda, başkalarını suçlamak yerine kendi payınızı ve bu deneyimden almanız gereken dersleri sorguluyor musunuz?
Hayalleriniz ve hedefleriniz için, ne hissettiğinizden bağımsız olarak gereken çabayı göstermeye razı mısınız?
Kendi hikayenizi yazmak için cesur adımlar atıyor ve stratejik bir şekilde ilerliyor musunuz?
Sonuç:
Çoğunlukla Evet: Hayatının sorumluluğunu almakta iyi bir yol kat etmişsiniz. Daha fazla keşif ve stratejik gelişim için bu yaklaşımınızı koruyun ve hayatınızın kontrolününü kendi kurallarınıza göre inşa etmeye devam edin.
Çoğunlukla Hayır: Hayatınızı kendi ellerinize almak için yapabileceğiniz değişimlere açık olun. Küçük adımlarla başlayarak, hayatınızı anlamlı bir yerden inşa etmeye başlayabilir ve kendi hikayeni yazabilirsiniz.
Bu Yazıda Öğrenecekleriniz:
Hayatınızın hangi alanlarında kontrolü yeniden kazanabilirsiniz?
Kurban rolünden çıkmak ve güçlü adımlar atmak için hangi düşünce yapısını benimsemelisiniz?
Sorumluluk almakla ilgili sizi sınırlayan düşünceleri nasıl aşabilirsiniz?
Hayatınızdaki değişim için hangi somut adımları atabilirsiniz?
Uzmanlardan Görüşler: Hayatımı Nasıl Değiştirebilirim?
Carol Dweck’in geliştirdiği gelişim zihniyeti kavramı, bireyin sabit bir zekâ ve yetenek anlayışından çıkarak gelişime ve öğrenmeye açık bir zihniyet benimsemesi gerektiğini savunur. Bu yaklaşım, bireylerin potansiyellerini sınırlayan ve “başarısızlık” olarak etiketlenen durumları temelde birer öğrenme fırsatlarına olarak görür. Dweck’e göre, sabit bir zihniyete sahip kişiler, hatalarından ders çıkarmak yerine, mevcut inançları doğrultusunda hareket ederek gelişimlerini sınırlar. Gelişim zihniyeti geliştiren kişiler ise engelleri aşmak için yeni yollar arar, kendi başarılarını daha çok çabayla ilişkilendirir ve hayata dair sorumluluğu eline alarak kendi hikayelerini yazmaya başlar.
Angela Duckworth'ün azim ve tutku üzerine çalışmaları, bireylerin uzun vadeli hedeflere ulaşmaları için zihinsel dayanıklılık kazanmalarının önemini vurgular. Duckworth’e göre, başarı, yetenekten çok kararlılık ve sebatla ilişkilidir. Bu, zorluklarla karşılaştığında kolayca pes etmeyen ve uzun süreli hedeflere bağlı kalan bireylerin, uzun vadede hayatlarının kontrolünü kendi ellerine alarak daha büyük başarılar elde ettiklerini ortaya koyar.
Martin Seligman'ın “öğrenilmiş çaresizlik” üzerine yaptığı çalışmalara göre bireyler sürekli olarak kontrol edemedikleri olaylarla yüzleşmeleri durumunda çaresizlik duygusunu içselleştirebilirler. Bu durum, bireyin kendine dair inançlarını zayıflatarak hayatının kontrolünü kaybetmesine neden olabilir. Ancak, bu düşünce kalıplarını fark ederek yeniden şekillendirmek mümkündür. Kendi düşünce yapımızı ve inançlarımızı dönüştürdüğümüzde, öğrenilmiş çaresizlikten kurtulabilir ve hayatımızı daha etkin bir şekilde yönlendirebiliriz.
"DÜŞÜNCELERİNİZİN DEĞİŞMESİ DÜNYANIZI DEĞİŞTİRİR." NORMAN VINCENT PEALE
Hayatınızı değiştirmeye gerçekten hazır mısınız?
Evet ve bunun için her gün adım atıyorum
Evet ama nereden başlayacağımı bilmiyorum
Hayır ve bilinmezlikten biraz korkuyorum
Pratik Tavsiyeler:
Küçük Zaferlerle Başlayın: Günün sonunda küçük de olsa tamamen kendi iradenizle aldığınız bir kararı bulun ve ona odaklanın. Bu küçük zaferlere sahip çıkmak, zihninizin yazılımını yeniden kodlamanıza yardımcı olur, kendinize olan güveninizi artırır ve hayatınız üzerinde hissettiğiniz kontrol duygusunu güçlendirir. Yıllarca kullandığınız eski yazılımınız tabi ki bir günde değişmez fakat her gün aynı kodu yazmak konusunda kararlı kalabilirseniz, kendi hayatınızı yeniden yapılandırmaya başlayabilirsiniz.
Sınır Koymayı Öğrenin: Herkesi memnun etmek için bu dünyaya gelmediniz. Sizin de istekleriniz ve ihtiyaçlarınız var. Önce bunu kabul edin ve her talebi her koşulda kabul etmeyin. Örneğin, sizden sürekli bir şeyler talep eden bir arkadaşınıza veya iş yerinde size fazladan görevler yükleyen bir duruma karşı müsait olmadığınızı dile getirin. Müsait olmama sebebiniz sadece sessizce oturup dinlenme hakkınız kadar basit olabilir. Ara sıra açıklama yapma ihtiyacı duymadan kendinizi seçin ve kendi ihtiyaçlarınızı önceliklendirin. Göreceksiniz ki enerjinizi korumak ve kendinize daha fazla zaman ayırmak size iyi gelecek.
Düşüncelerinizi Yeniden Çerçeveleyin: İtiraf edelim zaman zaman hepimiz kafamızın içinde kayboluyoruz. Asıl mesele bunu fark edince kendimizi olumsuz düşünce havuzundan çekip çıkarmak. Kendinize dair olumsuz düşüncelerinizi fark ettiğinizde, onları daha yapıcı bir şekilde yeniden çerçevelemeye çalışın. Bir şey hemen olmuyorsa, orada almanız gereken bir ders mutlaka vardır. Bir şeyler istediğiniz gibi gitmediğinde üzülmek veya sızlanmak yerine şunları sorun: "Hayat bana ne öğretmeye çalışıyor? Buradan almam gereken ders nedir?"
Günlük Tutun ve Olayları Sorgulayın: Düşüncelerinizi ve duygularınızı sık sık yazın. Bu kısa günlükler, olaylara ve onlara verdiğiniz tepkilere dışarıdan bir gözle bakmanızı sağlar. Kendinize “Bu olayda farklı nasıl tepki verebilirdim?” veya “Bu durumda kendimi kurban gibi hissetmeme gerek var mıydı?” gibi sorular yöneltin. Bu alışkanlık, zihinsel bir harita oluşturarak, kendinizi daha net görmenizi ve kurban rolünden çıkmanızı sağlar.
Kendi Sorularınızı Sorun: Hayatınıza dair yeni bir perspektif geliştirmek için kendinize güçlü sorular sorun. “Bana rahatsızlık veren bu durumu hafifletmek için ne yapabilirim?” ya da “Şu an elimdeki şartlarla yapabileceğim en basit değişiklik nedir?” gibi sorular sorun ve olaylara daha yapıcı bir açıdan bakmaya başlayın. Bu tür sorular, sorunları birer çıkmaaz yerine fırsat olarak görmenizi sağlar ve daha güçlü adımlar atmanız için harekete geçmenizi kolaylaştırır.
Güç Alanınızı Belirleyin ve Kontrol Edin: Günlük hayatınızda, tam anlamıyla kontrol edebileceğiniz küçük bir alan belirleyin. Bu, sabah rutininizi düzenlemek veya haftalık yapılacaklar listesi oluşturmak olabilir. Bu küçük alanı kendi iradenizle yönetmek, hayatınızda gerçek anlamda kontrol sahibi olmanızı sağlar ve zamanla daha büyük adımlara geçiş yapmanızı destekler.
Doğru Zihniyetteki İnsanlarla Bir Arada Olun: Hayatınıza aldığınız insanların enerjisi, sizin de zihinsel yapınızı etkiler. Harekete geçen, kendine güvenen ve zorluklarla baş etmeyi bilen insanlarla vakit geçirmeye çalışın. Onların kararlılığı ve olumlu enerjisi, sizin de motivasyonunuzu artırır. Doğru bir çevre, sizi hayatta kalma modundan çıkarır ve oyun, keşif ve gelişim moduna geçiş yapmanızı kolaylaştırır. Bu tür bir arkadaş çevresi bulmakta zorlanıyorsanız, Online Gelişim Grubuma katılabilirsiniz.
YAP
Kendi hayatınızda kontrol edebileceğiniz alanları belirleyin ve küçük adımlarla bu alanlarda düzenlemeler yapın.
Karşılaştığınız zorluklarda dersler arayın ve hatalardan öğrenme zihniyetini benimseyin.
Günlük tutarak düşüncelerinizi ve tepkilerinizi düzenli olarak gözden geçirin.
Hayatınızdaki insanları ve onların enerjilerini değerlendirin; destekleyici bir çevre oluşturun.
Olumsuz düşünceleri yeniden çerçevelemeyi öğrenerek, kendinize karşı daha yapıcı bir yaklaşım geliştirin.
YAPMA
Başınıza gelen her şey için başkalarını suçlayarak sorumluluktan kaçmayın.
Hayatınız üzerinde hiçbir kontrolünüz yokmuş gibi davranarak kurban rolüne sığınmayın.
Sınır koymaktan korkup herkesi memnun etmeye çalışmayın.
Geçmiş hatalarınıza takılıp kalmayın; geleceğe odaklanın ve ilerlemek için adım atın.
Kendi değerlerinizi görmezden gelerek, başkalarının beklentilerine göre hareket etmeyin.
Unutmayın, hayatın size borçlu olmadığını anlamak ve bu bilinçle hareket etmek, gerçek bir özgürlük ve güç getirir. Kendi hikayenizi yazmak, zorluklarla başa çıkmayı öğrenmek ve hayatınızın dümenini elinize almak sizin elinizde. Unutmayın, hayat bir yolculuk ve her adımda keşfedilecek yeni fırsatlar var. Şimdi, bu fırsatları değerlendirmek için harekete geçme zamanı.
* Bu test, kendinizi anlamanıza yardımcı olacak genel bir değerlendirmedir. Sonuçlar kişisel bir öz değerlendirme niteliği taşır. Profesyonel, psikolojik ya da duygusal destek yerine geçmez.