Yüksek Lisans Mülakatlarında Dikkat Edilmesi Gerekenler

Demek akademik hayata bir adım atmak için yüksek lisansa başvurdunuz ve mülakata gireceksiniz? Öncelikle kocaman tebrikler! Şu anda tam ihtiyacınız olan yazıdasınız. Kağıdı kalemi hazırlayın, hadi başlayalım!

Giyim, kuşam ve dış görünüş ile ilgili dikkat edilmesi gerekenler:

• Üniversiteden üniversiteye değişiklikler olsa bile “smart casual” denilen tarz yani sade kumaş veya keten bir pantolon/etek, üzerine basic renklerde (beyaz, krem, açık mavi) gömlek, bluz veya polo tişört, hava durumuna göre basic bir ceket veya hırka her durumda kurtarıcıdır. Ayağınıza klasik ayakkabı veya düz renkli bir yürüyüş ayakkabı giyebilirsiniz. Örnek kıyafetleri Pinterest panoma bıraktım.
• Dış görünüşünüz bölüm hocaları ve asistanlarına paralel olursa ortama uyum sağladığınız imajını çizebilirsiniz. Aşırı şık veya aşırı özensiz görünmek yerine kendiniz gibi olun ama ortama uyumlu olun.
• Mülakata ve hocalara önem verdiğinizi ve saygı gösterdiğinizi ifade edebilmek adına saçlarınız temiz, üstünüzdekiler ütülü olsun. Abartı ve yoğun parfüm kokmayın ama temiz olun.
• İlk izleniminiz önemli. Bu yüzden kendinden emin, rahat, özgüvenli ve saygılı görünebileceğiniz bir dış görünüş yansıttığınızdan emin olun.

Davranış konusunda dikkat edilmesi gerekenler:

Bazı kurullar çok dost canlısıdır ve çoğunlukla genç hocalardan oluşur. Bazı kurullar ise eski ve kuralcı hocalardan oluşur. Yine de davranışlar çok fark etmez. Sizden beklenen aslında hocalarınızın ekibinde yer alıp iyi bir takım elemanı olacağınızı davranışlarınız ile yansıtmanız.

• Odaya girince göz teması kurup hocaları selamlayın. Hal hatır sorun.
• Çok kuralcı bir grup ile karşı karşıya olduğunuzu hissederseniz oturmadan önce müsade isteyin. Emin değilseniz yine isteyin.
• Güler yüzlü olun ama aşırı gerilip de sürekli sırıtmayın.
• İstekli, ekip çalışmasına uygun ve uyumlu olduğunuzu yansıtın.
• Alana, bölüme ve hocalara dair parlak fikirleriniz ve/veya eleştirileriniz var ise kendinize saklayın. Hocalar sizden feedback almak için sizi oraya çağırmadılar.
• Anlamadığınız durumlarda sallamak yerine açık sözlülükle anlamadığınızı söyleyin. Paniklemeyin. “Soruyu daha iyi cevaplayabilmem adına biraz açabilir misiniz?” diye açıklama isteyin.
• Bölümün en güçlü hocasına oynarım, beni o alır zaten gibi yanlış düşüncelere kapılmayın. “Kiminle veya hangi alanda çalışmak istersin?” sorularına tek bir isim veya alan söylemek yerine çalışmaları gerçekten ilginizi çeken birkaç hocayı veya gerçekten ilgilendiğiniz birkaç alanı sıralayıp “Bu alanlar/çalışmalar ilgimi çekiyor ama son kararımı bölüm derslerimi tamamlayıp daha derin bilgi sahibi olduktan sonra yapmak isterim.” diyin. Dürüstlüğün her zaman işe yarayacağını unutmayın.

Genel soruları cevaplarken dikkat edilmesi gerekenler:

Bazı bölümler teorik bilgi sormayı sever. Bu durumda yaptığınız okumalara dayanarak cevaplayabildiğiniz kadar soru cevaplamanız gerekir. Böyle durumlarda bilmediğiniz soru olduğunda paniklemeden bilmediğinizi veya anlamadığınızı kabul edin. Teorik sorular dışında her mülakatta sorulan sorularda ise gerçekçi cevaplar vermeye özen gösterin.

• Neler yapıyorsun? / Kariyer planların neler? / Ne olmak istiyorsun?

Biraz sizi tanımak ve kendinizi nasıl ifade ettiğinize bakmak isteyen hocalar mutlaka bu tarz sorular sorarlar. Doğrudan yüksek lisans başvurunuz var ise teorik bilginin ve akademinin ilginizi çektiğini bu yüzden lisans programınızdaki yüksek notlu ve ilgili derslerinizi anlatabilirsiniz. Yeni mezunlar için lisanstaki akademik başarılar, iş tecrübesi olanlarda da iş tecrübesinden bahsetmek önemli. Kariyer planınız net değil ise çok kafası dağınık imajı çizmeden şimdilik isteğinizin hayatınızın bu basamağını başarı ile tamamlamak olduğunu söyleyebilirsiniz. Bu soruyu cevaplarken çok uzatmayın, yalan söylemeyin ve çok kendinizi övmeyin. Kısaca akademik ve profesyonel alt yapınızdan ve kendinize teorik/akademik anlamda donanım katmak adına yüksek lisansa başvurduğunuzdan bahsedin.

• Neden bu yüksek lisans programına başvuruyorsun? / Neden yüksek lisans yapmak istiyorsun?

İş bulamayıp bir de yüksek lisansta şansınızı deniyorsanız bile bunu dile getirmeyin ve/ya hissettirmeyin. Gençsiniz ve henüz gerçekten ne yapmak istediğinizi bilmiyor bu yüzden de ihtimallerinizi maksimize etmeye çalışıyor olabilirsiniz. Ancak hocalar gerçekten teorik bilgi edinmek isteyen ve alanda akademik çalışma yapmaya ilgi duyan öğrencileri tercih ederler. Akademik devam etme planınız yoksa bile “Çalışmaya başlamadan önce bir yüksek lisans yapayım.” gibi ciddiyetsiz bir cevap vermek yerine “Bu alanda profesyonel yaşama atılmadan önce daha teorik bir alt yapıya sahip olmak istedim.” diyin.

• Hangi alanda çalışma yapmak istiyorsun? / Hangi hoca ile çalışmak istersin?

Dünyanın en tuzak sorusunda sakın gaza gelip ağzınızdan bir şeyler kaçırmayın. İşin arka planında hocalar kendileri ile çalışma ve projelerinde yer alma ihtimali olan öğrenciler seçerler. Siz tek bir alan ve/ya isim söylerseniz kuruldaki diğer tüm hocaların vetosunu yiyebilirsiniz. Üstelik lisans çıkışı bu sorunun cevabını bilmek zorunda da değilsiniz. Bu yüzden dürüstçe ilgi alanlarınızdan bahsedip seçimimi daha sağlıklı olması adına dersleri tamamladıktan sonra yapmak isterim diyin. Böylece hem birden çok hocanın dikkatini çekersiniz hem de mantıklılığınızla puan toplarsınız.

• Seni neden kabul edelim? / Bölüme veya alana ne gibi katkıların olabilir?

Bu soruya sakın gaza gelip iddialı cevaplar vermeyin. Hocalar bu soru ile sizin ne kadar dengeli, mantıklı ve sağduyulu olduğunuzu görmek isteyecek. Başa çıkılamayacak, problemli ve hayalci öğrenciler işin aslı pek tercih edilmez. Siz iyisi mi akademik çalışma yapmaya olan ilginizden ve akademik dünyada başarılı olmanızı sağlayacak kişilik özelliklerinizden bahsedin. Mesela sabırlı, ekip çalışmasına uygun ve detaycı kişiliğinizin bölümdeki çalışmalara katkı sağlayabileceğini düşündüğünüzü söyleyin. Daha önce varsa yer aldığınız bir akademik çalışma bundan bahseden ve hocalarınızın yardımı ile alana ne tür katkılarda bulunabileceğinizi yüksek lisans yaparken keşfetmek istediğinizi söyleyin.

İşte bu kadar!

Sevgiler,

Ayça